Huzur
New member
\Buğz Etmek Ne Demek İslâm?\
\[İslâm’da buğz nedir?, Buğz etmek caiz mi?, Mümin birine buğz edilir mi?, Allah için buğz ne demek?, Buğz etmek günah mı?]
\Buğz Etmenin Anlamı\
İslâm'da "buğz etmek", bir kişiye ya da davranışa karşı kalpten nefret etmek, hoşnutsuzluk duymak ve onu tasvip etmemek anlamına gelir. Bu duygu, kişisel kin ve nefret gibi dünyevî sebeplerden kaynaklandığında men edilirken; Allah için, yani dinî ölçülere dayalı gerekçelerle olduğunda meşru kabul edilir. Bu yüzden buğz etmek mutlak bir kavram değildir. Hangi niyetle ve hangi ölçüyle yapıldığı, bu davranışın dinen doğru veya yanlış olduğunu belirler.
\Allah İçin Buğz Etmek Nedir?\
Buğz etmenin meşru ve makbul şekli “Allah için buğz etmek”tir. Yani bir müslümanın, Allah’ın haram kıldığı, çirkin gördüğü ve razı olmadığı şeyleri yapan kimselere karşı kalben hoşnutsuzluk duymasıdır. Bu, kişinin kendi nefsî arzularına değil, Allah’ın rızasına göre şekillenen bir nefrettir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İmanın en sağlam kulpu; Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir." (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Bu hadisten de anlaşıldığı üzere, bir müslümanın imanının olgunluğu, sevdiklerini ve nefret ettiklerini Allah’ın emir ve yasaklarına göre belirlemesiyle ölçülür.
\Buğz Etmenin Ölçüsü Ne Olmalıdır?\
İslâm’da her duygu ve davranışın bir ölçüsü olduğu gibi, buğz etmenin de bir sınırı vardır. Allah için buğz etmek; kin gütmek, düşmanlık beslemek, insanlara zarar vermek, hakaret etmek ya da öç almak anlamına gelmez. Buğz etmek kalpte başlar ve ahlâkî sınırlar içinde kalır. Birine buğz edilmesi demek, ona zulmetmek ya da ona karşı adaletsiz davranmak değildir. Hatta İslâm, düşmanlık hissettiğimiz birine karşı bile adaleti ve insafı elden bırakmamayı emreder:
“Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun. Bu, takvaya daha uygundur.” (Maide, 8)
Bu ayet, buğz edilen kimseye bile adaletle davranmayı, nefretin davranışlara taşmaması gerektiğini açıkça belirtmektedir.
\Müslümana Buğz Edilir Mi?\
Eğer bir müslüman, dinî bir yasak işliyor ve bundan dönmüyorsa; ısrarla günahına devam ediyor ve dine aykırı davranışlarıyla İslâm’a zarar veriyorsa, ona karşı kalbi buğz duymak caizdir. Ancak buğz etmek, onun hâlini düzeltmeye yönelik bir çaba ile birlikte olmalı; küçümseme, dışlama, toplumsal linç ya da kötü muameleye dönüşmemelidir. Peygamber Efendimiz, günah işleyen bir mümin için üzülür, dua eder, onu iyiliğe davet ederdi. Bu nedenle buğz, her zaman hikmetle ve güzel ahlâk ile birlikte uygulanmalıdır.
\Buğz Etmek Günah mı?\
Buğz etmek tek başına günah değildir; ancak neye ve kime buğz edildiğine göre bu duygu günah da olabilir, sevap da olabilir. Şayet bir müslüman, dinin yasakladığı bir fiili meşru görerek yapanlara buğz ederse bu makbuldür. Ama kişisel sebeplerle, kıskançlıkla, hasetle, menfaat uğruna bir müslümana buğz ederse bu günahtır. Nitekim İslâm, müminler arasında kin, düşmanlık ve nefretin olmamasını emreder:
“Müminler ancak kardeştirler. O hâlde kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurât, 10)
Bu nedenle Allah için olmayan buğzlar; kalbi karartan, insanları uzaklaştıran ve ümmetin birliğini bozan davranışlardır.
\Allah İçin Sevmek ve Allah İçin Buğz Etmek Dengesi\
İman yalnızca sevgiyle değil, sevgi ve nefret dengesinin Allah rızasına göre ayarlanmasıyla olgunlaşır. Bir mümin, sadece Allah’a, peygambere, salih insanlara değil; aynı zamanda İslâm’a zarar veren, sapkınlıkları yaymaya çalışanlara da kalben buğz eder. Bu, toplumu korumaya yönelik bir bilinçtir. Ancak buğz ederken bile adalet ve insaf terk edilmez. Düşmanın bile hakkı, namusu, canı korunur. İslâm böyle bir dindir.
\Sık Sorulan Sorular\
\İslâm’da birine buğz etmek ne zaman farz olur?\
Bir kişi açıkça İslâm’a düşmanlık yapıyorsa, dine küfrediyorsa, Allah’ın ayetleriyle alay ediyorsa ve bu tavırdan dönmüyorsa, ona kalben buğz etmek farz olur. Bu, dinin ve toplumun itibarını korumak için gereklidir.
\Bir yakınım sürekli günah işliyor, ona buğz etmeli miyim?\
Öncelikle nasihat etmeli, iyiliğe davet etmeli ve dua etmelisin. Eğer bu tavırları küçümsüyor ve alaycı bir şekilde sürdürüyorsa, kalben hoşnutsuzluk duymak meşrudur. Ama onu dışlamak, kırmak, incitmek doğru değildir.
\Kendi çıkarım için birine buğz edersem ne olur?\
Bu durumda buğz etmek günaha dönüşür. Kıskançlık, kin, haset gibi duygularla yapılan buğz, kalbi ifsat eder ve kişiyi Allah’ın gazabına uğratabilir. Bu tür buğzlar nefsi ve şeytanidir, dinden değil.
\Toplumda yanlış yapanlara buğz etmek bir görev midir?\
Evet, ama bu görev hikmetle yapılmalıdır. Yanlışı yalnızca kalpten hoş görmemek yetmez, düzeltmeye çalışmak gerekir. Buğz etmek, bir pasif nefret değil, aktif bir ıslah niyeti taşımalıdır.
\Sonuç: Buğz, Nefret Değil, Duruş Meselesidir\
İslâm’da buğz, kişisel intikam aracı değil; bir duruş, bir inanç refleksidir. Sevgi nasıl Allah için olmalıysa, buğz da Allah için olmalı. Ancak bu duyguların hepsi adalet, hikmet ve merhamet süzgecinden geçmelidir. Müslümanın buğzu da, sevgisi de İslâm’ın ölçüleriyle şekillenirse, ümmet birliği bozulmaz, kalpler kinle kararmadan arınır. Kalplerde buğz değil, basiret olmalıdır.
\[İslâm’da buğz nedir?, Buğz etmek caiz mi?, Mümin birine buğz edilir mi?, Allah için buğz ne demek?, Buğz etmek günah mı?]
\Buğz Etmenin Anlamı\
İslâm'da "buğz etmek", bir kişiye ya da davranışa karşı kalpten nefret etmek, hoşnutsuzluk duymak ve onu tasvip etmemek anlamına gelir. Bu duygu, kişisel kin ve nefret gibi dünyevî sebeplerden kaynaklandığında men edilirken; Allah için, yani dinî ölçülere dayalı gerekçelerle olduğunda meşru kabul edilir. Bu yüzden buğz etmek mutlak bir kavram değildir. Hangi niyetle ve hangi ölçüyle yapıldığı, bu davranışın dinen doğru veya yanlış olduğunu belirler.
\Allah İçin Buğz Etmek Nedir?\
Buğz etmenin meşru ve makbul şekli “Allah için buğz etmek”tir. Yani bir müslümanın, Allah’ın haram kıldığı, çirkin gördüğü ve razı olmadığı şeyleri yapan kimselere karşı kalben hoşnutsuzluk duymasıdır. Bu, kişinin kendi nefsî arzularına değil, Allah’ın rızasına göre şekillenen bir nefrettir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İmanın en sağlam kulpu; Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir." (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Bu hadisten de anlaşıldığı üzere, bir müslümanın imanının olgunluğu, sevdiklerini ve nefret ettiklerini Allah’ın emir ve yasaklarına göre belirlemesiyle ölçülür.
\Buğz Etmenin Ölçüsü Ne Olmalıdır?\
İslâm’da her duygu ve davranışın bir ölçüsü olduğu gibi, buğz etmenin de bir sınırı vardır. Allah için buğz etmek; kin gütmek, düşmanlık beslemek, insanlara zarar vermek, hakaret etmek ya da öç almak anlamına gelmez. Buğz etmek kalpte başlar ve ahlâkî sınırlar içinde kalır. Birine buğz edilmesi demek, ona zulmetmek ya da ona karşı adaletsiz davranmak değildir. Hatta İslâm, düşmanlık hissettiğimiz birine karşı bile adaleti ve insafı elden bırakmamayı emreder:
“Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun. Bu, takvaya daha uygundur.” (Maide, 8)
Bu ayet, buğz edilen kimseye bile adaletle davranmayı, nefretin davranışlara taşmaması gerektiğini açıkça belirtmektedir.
\Müslümana Buğz Edilir Mi?\
Eğer bir müslüman, dinî bir yasak işliyor ve bundan dönmüyorsa; ısrarla günahına devam ediyor ve dine aykırı davranışlarıyla İslâm’a zarar veriyorsa, ona karşı kalbi buğz duymak caizdir. Ancak buğz etmek, onun hâlini düzeltmeye yönelik bir çaba ile birlikte olmalı; küçümseme, dışlama, toplumsal linç ya da kötü muameleye dönüşmemelidir. Peygamber Efendimiz, günah işleyen bir mümin için üzülür, dua eder, onu iyiliğe davet ederdi. Bu nedenle buğz, her zaman hikmetle ve güzel ahlâk ile birlikte uygulanmalıdır.
\Buğz Etmek Günah mı?\
Buğz etmek tek başına günah değildir; ancak neye ve kime buğz edildiğine göre bu duygu günah da olabilir, sevap da olabilir. Şayet bir müslüman, dinin yasakladığı bir fiili meşru görerek yapanlara buğz ederse bu makbuldür. Ama kişisel sebeplerle, kıskançlıkla, hasetle, menfaat uğruna bir müslümana buğz ederse bu günahtır. Nitekim İslâm, müminler arasında kin, düşmanlık ve nefretin olmamasını emreder:
“Müminler ancak kardeştirler. O hâlde kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurât, 10)
Bu nedenle Allah için olmayan buğzlar; kalbi karartan, insanları uzaklaştıran ve ümmetin birliğini bozan davranışlardır.
\Allah İçin Sevmek ve Allah İçin Buğz Etmek Dengesi\
İman yalnızca sevgiyle değil, sevgi ve nefret dengesinin Allah rızasına göre ayarlanmasıyla olgunlaşır. Bir mümin, sadece Allah’a, peygambere, salih insanlara değil; aynı zamanda İslâm’a zarar veren, sapkınlıkları yaymaya çalışanlara da kalben buğz eder. Bu, toplumu korumaya yönelik bir bilinçtir. Ancak buğz ederken bile adalet ve insaf terk edilmez. Düşmanın bile hakkı, namusu, canı korunur. İslâm böyle bir dindir.
\Sık Sorulan Sorular\
\İslâm’da birine buğz etmek ne zaman farz olur?\
Bir kişi açıkça İslâm’a düşmanlık yapıyorsa, dine küfrediyorsa, Allah’ın ayetleriyle alay ediyorsa ve bu tavırdan dönmüyorsa, ona kalben buğz etmek farz olur. Bu, dinin ve toplumun itibarını korumak için gereklidir.
\Bir yakınım sürekli günah işliyor, ona buğz etmeli miyim?\
Öncelikle nasihat etmeli, iyiliğe davet etmeli ve dua etmelisin. Eğer bu tavırları küçümsüyor ve alaycı bir şekilde sürdürüyorsa, kalben hoşnutsuzluk duymak meşrudur. Ama onu dışlamak, kırmak, incitmek doğru değildir.
\Kendi çıkarım için birine buğz edersem ne olur?\
Bu durumda buğz etmek günaha dönüşür. Kıskançlık, kin, haset gibi duygularla yapılan buğz, kalbi ifsat eder ve kişiyi Allah’ın gazabına uğratabilir. Bu tür buğzlar nefsi ve şeytanidir, dinden değil.
\Toplumda yanlış yapanlara buğz etmek bir görev midir?\
Evet, ama bu görev hikmetle yapılmalıdır. Yanlışı yalnızca kalpten hoş görmemek yetmez, düzeltmeye çalışmak gerekir. Buğz etmek, bir pasif nefret değil, aktif bir ıslah niyeti taşımalıdır.
\Sonuç: Buğz, Nefret Değil, Duruş Meselesidir\
İslâm’da buğz, kişisel intikam aracı değil; bir duruş, bir inanç refleksidir. Sevgi nasıl Allah için olmalıysa, buğz da Allah için olmalı. Ancak bu duyguların hepsi adalet, hikmet ve merhamet süzgecinden geçmelidir. Müslümanın buğzu da, sevgisi de İslâm’ın ölçüleriyle şekillenirse, ümmet birliği bozulmaz, kalpler kinle kararmadan arınır. Kalplerde buğz değil, basiret olmalıdır.